Dans Edin Nehri düşünün. Nehrin akışını düşünün. Onun okyanusa kavuşmasını düşünün. Nehrin son etap karşısına okyanus çıkar. Ona karışır ve okyanus olur. Onun serüveni burda bitmez. Onun daha önüne çıkacak çok yol vardır. Güneş kızgın ona bakar. O buhar olur göğe yükselir. Bulutla oradan oraya seyahat eder. Rüzgarın önünde, gideceği odağı hiçbir zaman düşünmez. Rüzgar nereye doğru eser, o oraya doğru gider. Bilir ki, yani yaşam sürecine güvenir ki o rüzgarın bir bildiği vardır. Ona bir yerde ihtiyaç vardır. Ve o gittiği yerde spontane damlalar olarak aşağıya düşer. Toprağın hangi, noktasında ona ihtiyaç varsa oraya damlar. Hadi oraya damlayın. Nerde size ihtiyaç varsa o önünüze çıkmaktadır. Ve o ihtiyaç olan noktaya damlayın. Toprak o damlaları içer. Yağmurun çok olması gerekmez. Bazen birkaç damla bile gerektiği yere gider. Toprak onu emer ve gitmesi gereken yere o damlacık gider. Kâh bir yer altı suyuna, kâh bir akifere, kâh bir kristal mağarasına damlar ve orada o mekana göre şekillenir. Onu kabul eden yer, onun önünde nasıl bir menzil, nasıl bir amaç tasarlıyorsa o şekle bürünür. Damlacık bunu hiç düşünmemiştir. Düşünmesi de gerekmemektedir. O anda ihtiyacı olduğu yerde en iyi şekilde davranmak zorundadır. Yapabileceğinin en iyisini yapmak zorundadır. İşte can her biriniz böylesiniz. Bir nehirden doğup, yeryüzünün her bir tarafına genişlersiniz. Gereksinim duyulan yerde siz bir şekilde beliriverirsiniz. Akış budur can. Akmak budur. Sörf yapmayı iyi bilmek lazım hayatta. Dalgaların üzerinde. Ona uyarak has bir şekilde durmak lazım. Ama dalgaların tersine doğru yüzmeye kalkarsanız (benim canım böyle istiyor şu dalgadan ötekine şöyle atlayayım derseniz) dalgalar sizi yutuverir. Dalgaların suçu değil. İnanın özgür irade de bu değil. Özgür irade aslında kainatı genişletmek içindir. Onun için sizlere verilmiştir. Kainatı genişletmek için dev bir ivme verir. Hani dedik ya. Hani demişler ya aslında. Burada kanadını çırpan bir kelebek, küçücük bir kelebek kainatın öbür ucunda fırtınalar yaratır. Onun için siz özgür iradenizle yaptığınız bütünün hayrına herhangi bir şeyle evrenin genelinde fırtınalar yaratırsınız. Ama olumlu anlamda. Yani büyük bir dansa neden olursunuz. Bütün kainat sizin o olumlu, bütünün hayrına olan ivmenizle aşka gelir ve dans eder. Şimdi siz de dans edin. Kainat bir sevgili gibidir. Onun kollarına atılın.. Bu müziğin tadını çıkarın. Dans edin. Aşkla, neşeyle, sevgiyle. Bu sizin canınıza can katar. Asla kimseye acımayın. Onu sevin. Acı kişiyi ve kişileri büzüştürür, daraltır. Daralan yerde özgürlük olmaz, sevinç olmaz, sevgi kısıtlıdır. Acıma duygusu hissettiğiniz anda o şeye, o olaya veyahut o kişiye neşe ve sevgi gönderin. Ve onu böylece korursunuz. Hem de varoluşun kucağında dans etmesi için salarsınız. Ve canlar bu sadece bir düşünce formu değildir. Biliyorsunuz ki düşünce formları ortaya atıldıktan sonra fizik olma yolunda ilerler. Söylediğimiz bu laflar masal değildir. Düşünce formlarıdır. Ve bir gün mutlaka gerçekliği gözükecektir. Haydi dans edin. Hem tefekkür edin, hem dans edin. Sevdiğiniz kainatın kollarındasınız. O yaşam sürecine güvenin. Etekleriniz uçuşarak, yüzünüzde büyük bir tebessüm, saçlarınızı savurarak ve kainatın tümüne sevgiyle bakarak dans edin. İlk önce sevin. Sevileceksiniz. İlk önce saygı duyun. Saygı duyulacaksınız. Gücünüzü hissedin. Güç dağıtacaksınız. Merhametli olun. Merhamet duyulacaksınız. Neşeli olun. Hayatınızda daima neşe bulacaksınız. Akışa uyun. Daima gerçekliğe doğru gideceksiniz. Ve bütün bu sözlerin üzerinde mutlaka tefekkür edin. |
1081 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |